21 Haziran 2013 Cuma

Yine Yeni Yeniden Söğütlü’deyiz. Kitaplar Geldi Koşuuuu~~n!


Büyük Umutlar gençleri Söğütlü’ye haftalık ziyaretlerini aksatmadan sürdürüyor. Hepimiz her zaman gidemiyoruz. Bazen yaptığımız işi duyup heyecanlanan ve bize katılan genç arkadaşlarımızla çoğalıyoruz. Götüreceğimiz kitapları Söğütlü gençlerinin yaşlarına ve ilgilerine göre seçiyoruz. Tabi onlara seçenekler sunuyoruz. Onlar canları hangisine isterse onu seçiyor. Şunu da belirtelim: Söğütlü gençlerinin okuma hızına yetişmek zor! Çok hızlı ve düzenli okuyorlar. Müthiş iştahlılar.

Bir de bizi görünce ‘Kitaplar geldi!!!’ diyerek koşuyorlar. Bu duyguyu yaşamak her yorgunluğa değiyor.

 
 
 

Tarlada değil Kütüphanedeyim!

 

Büyük Umutlar Gençleri, Söğütlü gençleriyle inanılmaz güzel bir çalışmayı daha geride bıraktı. Köydeki genç arkadaşlarımızın hiç biri büyük bir kütüphane görmediklerini (küçük birkaç okul kütüphanesini saymazsak) daha önce üzüntüyle bizimle paylaşmıştı. Şehirde yaşıyorduk ama biz de pek uğramıyorduk. E o zaman haydi kütüphaneye dedik.
 
 
Çukurova Üniversitesi Kütüphanesine gitmek için yola çıkarken koçumuz Söğütlü gençlerinin bayramlıklarını, en güzel giysilerini giyerek hazırlandıklarına dikkatimizi çekti.

Çukurova Üniversitesi 165.000 kitabıyla bizi büyüledi. Kütüphanenin güler yüzlü personeli çok yardımcı oldu. “Kütüphanede nasıl davranılır? Aradığımız kitaba nasıl ulaşırız? Nasıl ödünç kitap alırız?” sorularına cevaplar aldık.
 
 
Katılımcılarımızdan Samet, Jules Verne’in kitaplarının peşine düştü. Rafların arasında minik boyuyla kaybolan Samet’in aradığını bulduğunda yüzündeki mutluluk görülmeye değer
Devasa kütüphanede geçirilen saatlerin ardından kütüphanenin bulunduğu kampüsü de gezdik. Üniversite okumak artık Söğütlü gençleri için daha gerçek ve değerli bir hedef.
 

 
Yaşayarak öğrenme üzerine temellenen bu gezide görülen ve yaşanılan her şey tüm katılımcıların zihnine kazındı. Ve köye dönerken Söğütlü’den bir genç arkadaşımızın şu sözleriyle yazıyı bitirelim. “İyi ki Kitap Kapında var. Sizinle kütüphaneye gitmeseydim. Her hafta sonu olduğu gibi tarlaya gidecektim. Böyle ne güzel oldu!”